Figen Yücel & Cem Erekin

 

Bale eğitimi yalnızca teknik öğretilerle sınırlı olmayan, aynı zamanda bir sanat anlayışının, usta-çırak ilişkisiyle nesiller boyuncu aktarıldığı bir mirastır. Mutluer Bale, işte tam da böyle bir mirası taşıyıcısı olarak, köklü ve disiplinli bir sanat ekolü düzenine insa edilmiştir.

 

Gül Mutluer

 

Okulun kökleri, Gül Çakaloz Mutluer’in Kadıköy Devlet Konservatuvarı’ndan aldığı eğitim ve Çağdaş Bale Topluluğu’ndaki deneyimleriyle şekillenmiştir. Figen Yücel, Rezzan Abidinoğlu, Cem Ertekin ve Rezzan Erfa gibi isimlerle kesişen bir dans geleneği, Mutluer Bale’nin sanat anlayışına yön vermiştir. Çağdaş bale’nin estetik ve dramatik gücü, Mutluer Bale’nin vizyonunda kendini gösterir. 

 

Mutluer Bale, Rus ekolünden gelen Vaganova disiplini ile İngiliz Kraliyet Akademisi’nin (Royal Academy of Dance) metodolojisini birleştiren ender okullardan biridir. Gül Mutluer, Vaganova tekniği ile eğitilmiş, eğitim anlayışını benimsemiştir. 

 

Berfe Mutluer ise hem Vaganova hem de Royal Academy teknikleriyle eğitilmiş ve bu iki sistemin en iyi yönlerini harmanlayan bir yaklaşıma sahip olmuştur. Oral Yazıcı’nın ve İpek Dolaner’in, Zeynep Vural Tuzcuzar’ın öğrencisi, Gül Mutluer’in asistanı olarak, geleneksel bale tekniklerini akademik bir titizlikle öğrenmiştir. Bu öğretiyi, aldığı tiyatro öğretileri ile harmanlamaktadır. 

Bu çok yönlü teknik altyapı, öğrencilerin yalnızca güçlü bir klasik temele sahip olmasını değil, aynı zamanda sanatsal ifade özgürlüğünü de geliştirmelerini sağlar. 

 

Mutluer Bale’de eğitim, bir öğretim süreci olmaktan öte, sanatın duygusal ve kültürel olarak bir sonraki nesle aktarılmasıdır. 

 

Mutluer Bale, bir bale okulu olmanın ötesinde, aynı zamanda sanatsal bir ekolün temsilcisidir. Cem Ertekin’in yenilikçi anlatım dili, Gül Çakaloz Mutluer’in çağdaş bale deneyimi, teknik derinliği ve Vaganova ile Royal Academy disiplinlerinin birleşimi, bu okulun benzersiz karakterini oluşturur.

 

Öğrenciler ve öğretmen

 

Berfe Mutluer bale sanatının tam içinde doğmuş biri olarak, hem ekolün bir devamı hem de onu kendi sanatsal kimliğiyle geliştirmiş yalınca bir temsilci olarak bale dünyasında yerini almıştır. Çıraklık, fiziksel biçim ve becerilerin geçtiği zamanla ustalık, sanat felsefesinin disiplini ve anlatım biçimi özümsemeyi gerektirir. Usta-çırak ilişkisinden en büyük ilhamı hayatın içinden öğrenmiş sanatçılar arasında Berfe Mutluer, bire bir usta-çırak bağından fazlasını sunar. Bu bağ, bir eğitim-öğrenim ilişkisinden öte, bir sanat mirasının nesilden nesile aktarılmasında yaşayan bir sanat olarak varlığını sürdürmenin temel taşıdır. Bu bağlamda Mutluer ekolü, sadece geçmişin bir yansıması değil, geleceğin de şekillendiricisidir. 

 

Her öğrenci, bir geleceğin parçası olarak eğitilirken, aynı zamanda kendi özgün dans dilini keşfetmeye teşvik edilir. İşte bu yüzden Mutluer Bale, yaşayan bir sanat analizinin temsilcisidir.

 

Mutluer Bale, sadece bir okul değil, bir mirastır. 

 

Mutluer Bale, bir anne-kız bağıyla sanata kurduğu güçlü bağın sahibi ve bunu öğrencilerine yansıtan bir ekol olarak varlığını sürdürür. Gül Çakaloz Mutluer ve kızı, bale sanatını sadece öğretmekle kalmaz; ona kendi duygularını, aile bağlarını ve nesiller arası bir geleneği de katar. Bu nedenle Mutluer Bale, sadece bir eğitim kurumu değil, sanatın aile içinde büyüdüğü, öğrencilerin bu mirasın bir parçası haline geldiği yaşayan bir bale ekolüdür.